3 Ağustos 2009 Pazartesi

Lizbon, 28.07.2009

Sevgili Alpim,

Bugün Aslıkuş' un uzun ve yorulmaz ısrarlarına dayanamayarak organize ettiğim Lizbon gezisinin ilk günü. Uçağın 13.00 da inmesine rağmen, bagaj ve pasaport ve taksi bekleme işlemlerinin 2 saat sürmesi ile Hotel Fenix Garden' a saat 15.00 gibi yerleşmemiz Portekiz bürokrasisi adına takdire şayan bir durum oldu.
Otelden çıktıktan sonra ilk olarak Hard Rock Cafe' ye gittik. Şimdi sevgili oğlum, sakın bizi kültürsüz ve özenti turistlerle karıştırmayasın. Biz oraya Hefeweizen bulma umuduyla gitmiştik. Ama bir hayal kırıklığı daha yaşadık. Onu yerine SuperBock içtik. Arkasından tamamen emprovize şekilde Lizbon sokaklarında dolaşarak 'off the beaten path' gezintilerle şehri keşfettik. Özellikle rollercoaster tadında ortalıkta dolaşan nenemle yaşıt tramvaylar -özellikle 28 numara- bizi bir uçtan diğer uca, bir tepeden diğer tepeye savurdu. Rock'n Roll baby!
Her ne kadar yeni bir şehir geziyor olsak da yolculuğun ana konusu kaçınılmaz bir şekilde sen, senin kelimelerin ve seni ne kadar özlediğimiz oldu. Bundan sonra seni gittiğimiz her yere götürme konusunda bir kez daha mutabık kaldık. Annen tarihinde ilk defa gittiğimiz bir yerde ilk gün alışveriş yapmayı başardı. Allah devamını getirsin..
Benim kolumda önceki Pazar beliren böcek ısırığı kızarıklığı gittikçe yayıldı. Kaşıntısı beni iyice çileden çıkarttığı için bir eczaneye uğrayıp ilaç aldık. Umarım Allah böceği de muvaffak eder.
Baban

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder