24 Ağustos 2012 Cuma

Hindustan Times

Canım Alp,

Uzun zamandır Şubat ayında yaptığımız Hindistan gezisini sana anlatmak istiyorum, ama ancak Ağustos ayı itibari ile yazabiliyorum. Ne derler bilirsin: better late than never:)

Hindistan her zaman görmek istediğim bir yerdi. İş ile ilgili gitmem  gerekince  epey sevindim, ancak gezinin 10 gün sürecek olması biraz moralimi bozdu acıkcası. Delhi ve Mumbai' de düzenlenecek iki farklı fuara katılacaktım, arada da 3 günlük boşlukta Goa' a gideriz diye düşünüyorduk. Ama Delhi - Goa arasının uçakla 4 saat olduğunu öğrenince vazgeçtik. Rotayı Jaipur' a çevirdik. Goa' ya başka zaman umarım seninle birlikte gitme şansımız olur.

THY uçağı saat 04:20' de Delhi'ye iniyor, şehir merkezindeki otele sabah saat 05:00 civarı varmak mümkün. Bu saat tabii otel check in saatinden epey önce olduğu için bir önceki günün ücretini de almak istiyor oteller. Önceden konuşup hiç olmazsa yarım günlük oda ücreti vermek mümkün.


Hindistan yazısını aksatmamdaki en büyük nedenlerden biri elimde güzel fotolar olmaması. İnsanların fotoğraflarını çekmeye utandığım için elimde yukarıda gördüğün gibi, yürüken acele çekilmi,ş flu fotolar var. İlk önce Delhi ile başlayalım, arkasından sırasıyla Jaipur ve Mumbai gelecek.

2 Mart 2012 Cuma

Sarışının adı

Alp: Anne ben büyüyünce evlenicem di mi?
Anne: Evet Alp' cim, evleneceksin. Acaba nasıl bir kızla evleneceksin, doktor mu olacak, öğretmen mi olacak?
Alp: Sarışın!

30 Ekim 2011 Pazar

Shanghai - Hangzhou hattı

Sevgili oğlum,

Shanghai' dan Hangzhou' ya hızlı tren olduğunu daha önce okumuştum. Gitme tarihimizden bir gün önce otelimiz tren biletini almamız konusunda bize yardımcı oldu. Dönüş saatini tam kestiremediğimiz için dönüşü tren istasyonundan almaya karar verdik. Otelimizden taksi ile Hongqiao tren istasyonuna 50 dakikada gittik (90 Yuan=22 TL tuttu)Tren istasyonu havalimanından çok daha modern ve büyük. Sonradan Asya' nın en büyük tren istasyonu olduğunu öğrendik. Hızlı trenimiz 350 - 400 km civarında gitti ve 50 dakikada Hangzhou' da olduk. Tren istasyonundan otobüsle şehir merkezine vardıktan sonra ilk işimiz aşağıda gördüğün teknelerle West Lake sefası oldu.




Bir kere ödeme yaptıktan sonra bir adadan diğerine geçilebiliyor. Adalarda çok güzel parklar ve tapınaklar var. Burada kendini bir masalın içinde hissedebilirsin. Karnımız acıkana kadar yavaş yavaş gezindik. Saat iki gibi karnımız acıkınca Pekinli arakadaşımın tavsiyesi  Zhan Bi lou restaurantı aramaya başladık. Aradık taradık, bu sırada açlık seviyesi tavan yaptı. Saat üçe yaklaşırken restaurantı bulduk ama in ve cin den başka kimseler yoktu. Bu noktada ümitsiz yemek yiyecek yer arayışımız başladı. Haritadan hemen yakında Shangri La otelin olduğunu gördük. Acaba biraz tuzlu mudur diye düşünürken restauran kapısında ağız suyu akıtan ve çok makul fiyatlı menüyü görünce büyük bir çoşkuyla içeri daldık. Ama o da ne! yine aynı kadro içerde takılıyor. (in+cin) Meğer 2 ile 5 arası çoğu yerde servis yapılmıyormuş. Otobüse binip şehir merkezine döndük. Merkezde İngilizce menüsü olmayan Zhiweiguan' da zor bela aşağıda gördüklerini sipariş ettik ve bir nefeste lüplettik. Yemeklerin lezzetsiz ve ortamın pis olduğunu yemek sonunda farkedecek kadar açlıktan gözümüz dönmüştü. Biraz şehir mekezinde yürüdükten sonra dönüş yolculuğu için tren istasyonunun yolunu tuttuk. Hangzhou, Shanghai' a kadar gelmişken mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Doğası, parkları çok güzel. Bir tam gün kesinlikle yeterli ve trenle ulaşım çok kolay.









14 Ekim 2011 Cuma

Tatlı yanlış anlamalar

Alp' in okulda öğrendiği, dün akşam yemeğe başlamadan önceki söylemi:

artsın eksilmesin
tarçın dökülmesin
hepimize afiyet olsun

6 Ekim 2011 Perşembe

Shangai gezmeleri

Alpişko,

Almanya' da yaşadığımız zamanlarda en iyi arkadaşlarım hep Çinli oldu. Nedenini anlayamadığım bir sebepten dolayı seviyorlar beni. Shanghai' da da sağolsunlar ilgilerini eksik etmediler. Yolda durdurup fotograf çektirenler, metroda ısrarlı bakışlar kendimi celebrity gibi hissettirdi. Biz de babanla özellikle bebek ve çocuklara bakakaldık, o kadar sevimliler ki. Çocuklar  üç günlük sakallı esmer güzeli babana dehşet dolu gözlerle bakıp durdular. Anlayacağın zamanımızın çoğu bakışmayla geçti. Aslında bize çok benzeyen Çinliler de var. Baban metroda halasını gördüğüne yemin etti, ben tren istasyonunda sanırım Kadir Çöpdemir' i gördüm.
Şimdi gelelim Shanghai' a gideceğimi duyan kız arkadaşlarımın gözlerini parlatan 'çakma' olayına. Gitmeden önce küçük bir araştırma yaptım. West Nanjing road 580 numara ve Science and Technology Museum metro istasyonu bu olayların merkezi. Biz Nanjing Road dakini fazla kaos bulduk, metro içindekini daha çok beğendik. Birkaç sitede pazarlığa ilk söylenen fiyatın onda biri ile başlamamız gerektiğini okumuştum. Birkaç yerde bunu denedik,  'Ooo noo joke price' ı yedik. Bazıları teklifimizi duyunca direkt poposunu bile döndü. Biz de üstümüze üstümüze gelen satıcılardan heryerden sarkan çantalardan bunaldık.  Elimiz hemen hemen boş çıktık çakmacılardan.


Alpişkom eğer 'gezdiğiniz gördüğünüz sizin olsun, neler yediniz?' dersen buraları dikkatli oku. Senelerdir yok Çin' e gittim aç kaldım, yok heryer kokuyor yok İstanbul' da yediğimiz Çin yemeklerine benzemiyor laflarını duyduk durduk. Hepsi yalan, hepsi yanlış tatlışım. Yemekler muhteşem ve süper düper ucuz.   İlk üç gün hemen hemen her öğün dim sam yedik. Sanırım yediklerimizin en lezzetlisi kapısında uzun kuyruk bulunan old city deki Nanxiang Steamed Bun Restaurant daydı. Genelde kalabalık olan, turist yoğunluğu az restaurantları gözümüze kestirip içeri daldık ve hiç pişman olmadık. Özellikle French Concession' da çok güzel yemekler yedik. Vietnam ve Japon Restaurantları çatlayıncaya kadar yediğimiz yerler oldu. İnanmayacaksın ama en fazla 350 Yuan (85 TL gibi) ödedik içki dahil iki kişilik yemeklere.

                                                   Nanxiang' ın pis ama lezzetli mamaları

                                                                     Ramen Play



Yukarıda gördüğün yavruları Three on the Bund' un terasındaki restaurant' da yedik. Shanghai daki son yemeğimiz havalı olsun dedik. Bunların yerken annenle babanın ne kadar vahşileştiğini görmediğin için mutluyuz.  





28 Eylül 2011 Çarşamba

Shanghai Surprise

Sevgili Alpiş,

Shanghai mı Pekin mi diye uzun süre karar veremeyip, üç kere uçak rezervasyonu değiştirdikten sonra babanla bu seneki 'başbaşa' tatilimizi Shanghai' da geçirmeye karar verdik. Senden ayrı kaldığımız en uzun süre olacağı için beni haftalar öncesinden sıkıntılar aldı. Son iki gün herşeyi iptal etmeye hazırdım amma   'Yapamazsın, Alp' den o kadar ayrı kalamazsın' diyenleri haklı çıkarmamak için bir gayret kendimizi uçağa attık. Tam tamına 6 gece seni anneanne ve babaanneye emanet ettik. Gezinin sonunda ise hepimiz mutluyduk. Ne ben sensiz kafayı yedim, ne sen annemi isterim diye bir damla gözyaşı döktün. Şimdi bir gün Shanghai a gitmek istersen seni neler bekliyor olacak biraz bahsedelim  (Burda 15 yıl kadar Shanghai' da  zamanın donduğunu farz ediyoruz)


İlk gün biraz merkez dışındaki Grand Mercure Baolong Hotel' e yerleştikten sonra ilk keşif gezimize çıktık. Metroyla French Concession bölgesine gittik. Burada insanlara dikkat etmesen kendini kesinlikle Avrupa' da sanabilirsin. Huaihai Caddesinde bir süre yürüdükten sonra ara sokaklara daldık. Huaihai caddesi bir çok uluslararası markanın bulunduğun bir alışveriş caddesi. Bizde henüz olmaya bir çok marka burda var. Sitelerinden takip ettiğim markaları görünce heyacan yapan bünyem fiyatları görünce hemen sakinleşti. Fiyatlar kesinlikle Avrupa' dan ve bizden daha yüksek. Eyewitness travel' ın tavsiyesi 1931' da harika bir yemek yedik. Aslında sanırım tüm seyahatimiz boyunca yediğimiz en güzel yemek buydu. 

                                                           1931' de flashsız çekimler

Yemekten sonra French Concession ara sokaklarında dolaştık. Mini mini cafeleri ve renkli butikleri kalbimizi çaldı, en çok zaman geçirdiğimiz bölge burası oldu.
Planımız (ya da -ım) Suzhou, Tongli ve Hangzhou'ya da gitmekti ama sadece Hangzhou' ya gidebildik. Hangzhou' da geçirdiğimiz bir gün dışında Shanghai' ı sokak sokak gezdik. French Concession dışında Nanjing Caddesi, Bund, Old City ayrıntılı gezidğimiz yerler oldu. Metro kullanınca kendimizi şehrin günlük hayatına karışmış hissettiğimiz için daha çok metroyu kullandık. Son iki gün epey yorulduğumuz için taksi kullanmaya başladık. Taksi çok ucuz, en uzun gittiğimiz mesafeye 40 Yuan verdik (10 TL) İki kere de çok geçe kalıp yüreyecek halimiz kalmayınca metrodan otele tuk tuk kullandık.


 People Square metro istasyonunun hemen yanındaki Renmin Park


   
                                      Old city bölgesini gece gezmek kesinlikle daha güzel

4 Ocak 2011 Salı

Buenos Aires özeti

Buenos Aires çocuklar için harika bir şehir. Öncelikle geniş yolları ve kaldırımlarıyla çocuk-bebek arabaları için çok rahat. İstanbul' un en havalı civalı semtlerinden Nişantaşı'nda maalesef çocuk arabası kullanmak imkansıza yakın. Birkaç sokakta bir karşımıza yeşillik parklar ve kumlu oyun alanları çıkıyor. Parklarda, bizdeki gibi kayan çocukların elektriklenmeden saçlarını diken diken eden plastik kaydıraklar değil, tahta kaydıraklar var. Alp bu parklardan çıkmak istemiyor, günde iki-üç park ziyareti yapıyoruz.


Şehrin içinde ve dışında birer tane hayvanat bahçesi var. Aslında şehir dışındaki Temaiken' e hayvanat bahçesi demek haksızlık olur. Hayvanlara geniş, doğal alanlar yapılmış. Siz de bu alanların etrafına yapılmış tahta köprülerden hayvanlara bakabiliyorsunuz. Bu iki hayvanat bahçesi de yolu git git bitmeyen Darıca ile karşılaştırılamayacak güzellikte. Ayrılırken hayvanlar için üzüntü duymuyorsunuz.


Alp' in en iyi vakit geçirdiği yerkerden biri de Museo De Los Ninos  - Çocuk Müzesi oldu. Biz gittiğimizde gruplar halinde gelen anaokulları vardı, çocuklar  tam anlamıyla kendilerini kaybediyorlar. Buraya kısaca 'gerçek hayat simülasyonu' diyebiliriz. 

Müzedeki Mac Donalds simülasyonunda Alp' in hazırladığı plastik hamburger ve tahta patates kızartmaları.

Bir günümüzü Tigre' de geçirmeyi planladık. fakat burda bir günü dolduracak kadar aktivite bulamadık. Eğer amusement park Parque de la Costa açık olsaydı bir kaç saat burada geçirebilirdik. Fakat her zamanki gibi parkın açık olduğu gün ve saatleri kontrol etmediğimiz için donakaldık. Tigre' deki bot gezisi fena değildi fakat merkezden 1 saatlik yola kesinlikle değmez. Buraya gelirken taksiye verdiğimiz paranın onda birini trene vererek çok rahat bir şekilde merkeze döndük. 
 Delta kenarında 'Dolce Vita'

Ben Buenos Aires' i sevdim. Çocuksuz aileler için gece hayatı ve tango showlar ile daha eğlenceli bir yer olabilir. Çocuklular için de hem çocuk aktiviteleri açısından hem de  yemek çeşitleri açısından uygun bir yer. Palermo Holywood' da akşam yürüyüşü yaptığımız sırada keşfettiğimiz  Las Cabras' a sanırım üç kere gittik. Yemekler harikaydı, kırmızı masa - sandalyeleri, bembeyaz örtüleri ve mum aydınlatması ile ortam çok güzeldi. Ayrıca Alp' e oyalanması  için boya kalemleri ve defteri verdiler. Bir anne başka ne ister? Yemek konusuna girmişken sabahları çılgınca tükettiğimiz dulce de leche' i atlamak olmaz. Dulce ve leche li bir çok tatlı ve dondurma da var, mutlaka denenmeli ve hatta eve dönerken birkaç kavanoz alınmalı. Dondurma kesinlikle İtalyan dondurmaları ile yarışır güzellikte. Biz en güzel helado' yu Munchi' s de yedik.  
Şehrin tek kötü yönü sokakların pisliği. Buenos Aires' de sanırım köpeği olmayana kız vermiyorlar. Herkesin elinde en az bir köpek ve kaldırımlarda bol bol köpek kakası var. Köpek gezdiriciliği en popüler meslek. Tabii bir de yol var. Alp' le Paris' den sonra 13 saat daha uçmak gerçek bir maceraydı. Bu yolculuğu atlattıktan sonra artık herşeyi başaracak güce sahipmişim gibi hissediyorum. Alp ilkokula başlayana kadar artık birlikte uzun yol yok bize. (diyorum ama, buna kendim de inanmıyorum:)
Sokaklar duvar resimleriyle dolu, hepsinin resmini çekmek istedim.